Ana içeriğe atla

Futbolla Özdeşleşmiş Şarkılar #3 - La Rumba De Barcelona

Futbolla Özdeşleşmiş Şarkılar diye güzelim bir konsept yaratıp hiç yazmamak üzüyordu beni. O an bu şarkı çaldı bir yerlerde. Şu tepkiyi verdim: "AHA!"

Manu Chao, nedense Türk insanı tarafından çok sevilen bir sanatçı. Türk insanı latin havasını mı seviyor, oynak mı, bu adam Galatasaray forması giydiği için mi böyle hissediyor bilemiyorum ama seviyor işte. Ama "çok seviyorum" diyen o Türk insanına bir sorsak bir-iki şarkısı dışında bir şey sayamaz. Burası beni ilgilendirmiyor aslında. Beni ilgilendiren, o Türk insanına bu soruyu sorunca sayacağı şarkılardan birinin kesinlikle La Rumba De Barcelona olacağı. Evet, bu yazımızda La Rumba De Barcelona'yı ele alacağız.

Öncelikle şarkıyı dinleyelim. Orjinal kaydı çokça dinlemişsinizdir büyük ihtimal, o yüzden ben Manu Chao'nun canlı bir performansını paylaşacağım.



La Rumba De Barcelona, Doğuş Grubu kanallarının La Liga tanıtımlarında kullandığı şarkı oldu bu ülkede. Ve sonunda ne oldu? Bu şarkıyı duyan herkesin aklına La Liga geldi, Barcelona geldi, futbol geldi. Hala da geliyor. La Rumba De Barcelona, Türkiye'de futbolla inanılmaz özdeşleşmiş bir şarkıdır. Bunu böyle bilelim. Ben bu şarkıyı ne zaman duysam, aklıma Dünya Kupası zamanlarındaki o cıvıl cıvıl hava geliyor. Bunda Dünya Kupası için bestelenen şarkıların genelde Latin havasında olmasının da etkisi vardır büyük ihtimal. Ama bence en büyük etki, en başta da dediğim gibi bu şarkının La Liga tanıtımlarında kullanılması. Görüntüde Ronaldinho çalım atarken, Raul 90'a çakarken bu şarkıyı kullanırsan, tabi futbolla özdeşleştiririz biz bu şarkıyı. Hem zaten şarkının içinde de "Barcelona" kelimesi geçiyor. Barcelona yahu, Türk insanının en sevdiği yabancı futbol takımı. Otomatikman futbol şarkısı oluyor zaten bu şarkı. Takımımın stadında çalmasını çok isterim. Hatta taraftarımın bu melodiyle bir tezahürat yaratması tadından yenmez. Varsa cahilliğimdendir, yoksa görmemişliğimden.

Acaba diğer ülkelerde de bu şarkıya böyle bir anlam yüklenmiş midir?

Sözlerini de yazalım şekil olsun:

rambla para aqui rambla para allá
esa es la rumba de barcelona
rambla para aqui rambla para allá
esa es la rumba de barcelona

le merce mademoiselle até ponte de avignon**
le merce o bixo bahia, le merce escudellers

rambla para aqui rambla para allá
esa es la rumba de barcelona
rambla para aqui rambla para allá
esa es la rumba de barcelona

le merce bibi malena, le merce perro chaval
le merce la policia, le merce abdu lila*

rambla para aqui rambla para allá
esa es la rumba de barcelona
rambla para aqui rambla para allá
esa es la rumba de barcelona

Manu Chao demişken...

Not: Foto Sortida Del Sol'den alınmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İddia Ediyorum Galatasaray - Atletico Madrid Maçına Bilet Kazanacak Taraftar Bulabilirim!

Merhaba sevgili okuyucu, GSBilyoner 'in yardımıyla Galatasaray - Atletico Madrid maçına bilet veriyorum. Düşün yani ben almıyorum, size veriyorum. Ühühü. Galatasaray taraftarının üye olarak takımına büyük katkı sağladığı GSBilyoner sistemine üye olurken herhangi bir ekstra ücret ödemediğinizi hatırlatalım. Sen üye oluyorsun sadece, takım gidip Keita'yı Baros'u alabiliyor. Böyle bir iş modeli :) Sorumuzu sormadan önce nasıl üye olunduğunu anlatalım! : Öncelikle şuraya giriyorsunuz ve üye oluyorsunuz. Üye olurken kişisel bilgilerinizde tuttuğunuz takımı GALATASARAY olarak belirliyorsunuz. Bu kadar. Aşağıdaki soruya cevap verirken, doğru cevapla birlikte GSBilyoner üye numaranızı da yorum olarak yazmanızı isteyeceğim. Soruya doğru cevabı veren 30. ve 50. kişi Agüero ve Forlan'ı stadda izleyecek. Eğer yorum sayısı 100'ü bulursa bence 3. bilet de 100. kişiye verilebilir :) O yüzden yorum yapmayı ihmal etmeyin, kazanma şansınızı tepmeyin! GELELİM OLDUKÇA KOLAY OLAN SO

Hasselbaink Samsun Dostlar Kıraathanesinde!

Nezih Türk spor basınımız öğretti bana böyle başlık atmayı :) Fotoğraftaki siyahi arkadaşımız, Atletico Madrid ile İspanya'da gol kralı olmuş, Chelsea'de oynamış, Hollanda milli takımında görev almış dünyanın en güzel isimli oyuncularından Jimmy Floyd Hasselbaink. Fotoğraftaki bıyıklı arkadaşımız, büyük ihtimalle tüm dünyadan tuttuğu siyahi oyuncuları Türk kulüplerine kakalayan, "hızlı bu zenci işte tazı gibi koşuyor" deyip kulüp başkanlarına gol makinesi diye çamaşır makinesi satan bir menajer. Fakat bu sefer makineyi doğru tutturmuş, ama bunun farkına ne o ne de Samsunspor varmış. Koskoca JFH, sen Samsun'a gel, böyle kahvelerde otur çay iç, sonra beğenilme git. Bu Samsunspor aynısını Sami Hyypia'ya da yaptı diyorlardı. Doğrudur. Şunu da herkes hatırlıyordur: JFH: Baba naber? Alpay Özalan: ... ??!

Forma Arkası #23 - Vennegoor of Hesselink

  Sığmıyor. Kısaltsaydınız bari! Vennegoor of Hesselink nedir abicim.