Alper Tezcan'ı hatırlayanınız var mı? Ben bugüne kadar hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Meğerse bu adam 2000 yılında UEFA kupası kazanan kadromuzda yer alıyormuş. O sene Bologna eşleşmemizde oyuna girme fırsatı yakalamış ve bacağı kırılmış. Daha sonra sakatlıklar peşini hiç bırakmamış, alt kümelerdeki takımlara kadar düşmüş. Kötü bir hayat tecrübesi yaşamış. Fakat, öyle bir anı, öyle bir hatıraya sahip ki Alper, yerinde olmak için elinde ne var ne yok verecek insanlar var bu dünyada: Bir UEFA kupası madalyası.
Fakat o kötü hayat tecrübesi, Alper'e bu madalyayı satışa çıkarmak zorunda bıraktırıyor.
Buradan bakabilirsiniz.
Alper, her fırsatta "Ben çok iyi bir Galatasaraylıyım." diyen bir insanmış, ki ben inanıyorum. Çok iyi Galatasaraylı olan birinin hayatında başka hiçbir zaman elde edemeyeceği böyle bir hatırayı para karşılığı satması da tepkileri beraberinde getiriyor haliyle. Peki olay ne? Alper'in annesi ve babasının çok acil ameliyat olmaları gerekiyormuş. Yani anlayacağınız gerçekten vahim bir durum. Aynı durumda kalsam, aynı şeyi yapacağımı düşünüyorum. Hatta, daha önemsiz fakat maddi sıkıntı çektiğim durumlarda bile yapabilirim bunu. Hiç gözümü bile kırpmam. Yani bence bu olayda Alper bölümünde bir sorun yok.
Gelelim olayın diğer bölümüne. Bu çocuk Galatasaray'da oynadı, Galatasaray 2000 yılında UEFA kupasını alırken o kürsüde yer aldı. UEFA'nın hazırladığı o madalyalardan biri bu çocuğun boynuna takıldı. O kürsüde Hagi neyse, Hakan Şükür neyse, Bülent Korkmaz neyse, Alper de oydu. Şimdi bu çocuk, annesi babası ameliyat olmak zorunda diye Galatasaray'ın hem maddi hem manevi birçok külfet altına girip, yıllarca çok ciddi bir takım yapılanması kurmak için bu ülkede spor alanında kimsenin göstermediği, gösteremediği sabrı gösterip, kimsenin yaşayamadığı, görmeye gücünün yetmediği mevsimlerde avrupada inanılmaz takımları devirip tüm teknik ve futbolcu kadrosunun boynuna taktırmayı hak ettiği o madalyalardan birini para için, kendi haklı deyimiyle sağlık için, satıyor. YOK YA?
Galatasaray Spor Kulübünün önünde iki seçenek var. Ya bu çocuğun ailesinin sağlık masraflarını karşılayacak ve Alper'den o madalyayı kesinlikle satmamasını isteyecek ya da hem Alper'in sorununu çözmek hem de o madalyaya sahip çıkmak için o madalyayı satın alacak. Ben başka bir yol görmüyorum. Alparslan Dikmen'in vakti zamanında bir yazısı var. Yazıda Galatasaray'ı Alper'e vefasızlık yapmakla suçlayanlara cevap veriyor, Alper'in hem teknik yönetimin hem de yöneticilerin kendisiyle çok ilgilenmesine rağmen alkol-kumar-kadın üçgeninde bir hayat yaşamaya başladığını anlatıyor. O durumda Galatasaray mantıklı bir hareket yapmış. Ama bu durum, o durum değil. Bu durumda ortada Galatasaray'ın tarihinde yer etmiş bir başarıda pay almış bir adamın dramı var. Ne olursa olsun, Galatasaray ismine sahip bir kulüp bu sorunu çözmeli.
Susarak bir yere varılamayacağı açıkça belli sanırım!
Fakat o kötü hayat tecrübesi, Alper'e bu madalyayı satışa çıkarmak zorunda bıraktırıyor.
Buradan bakabilirsiniz.
Alper, her fırsatta "Ben çok iyi bir Galatasaraylıyım." diyen bir insanmış, ki ben inanıyorum. Çok iyi Galatasaraylı olan birinin hayatında başka hiçbir zaman elde edemeyeceği böyle bir hatırayı para karşılığı satması da tepkileri beraberinde getiriyor haliyle. Peki olay ne? Alper'in annesi ve babasının çok acil ameliyat olmaları gerekiyormuş. Yani anlayacağınız gerçekten vahim bir durum. Aynı durumda kalsam, aynı şeyi yapacağımı düşünüyorum. Hatta, daha önemsiz fakat maddi sıkıntı çektiğim durumlarda bile yapabilirim bunu. Hiç gözümü bile kırpmam. Yani bence bu olayda Alper bölümünde bir sorun yok.
Gelelim olayın diğer bölümüne. Bu çocuk Galatasaray'da oynadı, Galatasaray 2000 yılında UEFA kupasını alırken o kürsüde yer aldı. UEFA'nın hazırladığı o madalyalardan biri bu çocuğun boynuna takıldı. O kürsüde Hagi neyse, Hakan Şükür neyse, Bülent Korkmaz neyse, Alper de oydu. Şimdi bu çocuk, annesi babası ameliyat olmak zorunda diye Galatasaray'ın hem maddi hem manevi birçok külfet altına girip, yıllarca çok ciddi bir takım yapılanması kurmak için bu ülkede spor alanında kimsenin göstermediği, gösteremediği sabrı gösterip, kimsenin yaşayamadığı, görmeye gücünün yetmediği mevsimlerde avrupada inanılmaz takımları devirip tüm teknik ve futbolcu kadrosunun boynuna taktırmayı hak ettiği o madalyalardan birini para için, kendi haklı deyimiyle sağlık için, satıyor. YOK YA?
Galatasaray Spor Kulübünün önünde iki seçenek var. Ya bu çocuğun ailesinin sağlık masraflarını karşılayacak ve Alper'den o madalyayı kesinlikle satmamasını isteyecek ya da hem Alper'in sorununu çözmek hem de o madalyaya sahip çıkmak için o madalyayı satın alacak. Ben başka bir yol görmüyorum. Alparslan Dikmen'in vakti zamanında bir yazısı var. Yazıda Galatasaray'ı Alper'e vefasızlık yapmakla suçlayanlara cevap veriyor, Alper'in hem teknik yönetimin hem de yöneticilerin kendisiyle çok ilgilenmesine rağmen alkol-kumar-kadın üçgeninde bir hayat yaşamaya başladığını anlatıyor. O durumda Galatasaray mantıklı bir hareket yapmış. Ama bu durum, o durum değil. Bu durumda ortada Galatasaray'ın tarihinde yer etmiş bir başarıda pay almış bir adamın dramı var. Ne olursa olsun, Galatasaray ismine sahip bir kulüp bu sorunu çözmeli.
Susarak bir yere varılamayacağı açıkça belli sanırım!
Yorumlar