Dün akşam Türkiye, İzmir'de Fildişi Sahili ile bir hazırlık maçı yaptı. Maçı izleyemedim, nasıl oynadık, iyi miydik kötü müydük hiç bilmiyorum. Aslında İspanya maçı öncesi önem verilmesi gereken noktalar tam olarak bunlar. Ama ben başka noktalara parmak basacağımdır. Dün akşamki maçın iki önemli özelliği vardı.
Birincisi, rakip Fildişi Sahili'ydi. Bu çok sevindirici ve doğru bir tercih. Bize çok farklı bir kültür, çok farklı bir futbol anlayışı. Üstelik avrupanın üst düzey liglerinde ve kulüplerinde oynayan oyuncuları da mevcut. Sürekli avrupa ülkeleriyle hazırlık maçı yapmak güzel değil bence. Futbol sadece avrupa değil. Bunun amerikası var, afrikası var. O sahaya çıkan çoğu oyuncu için de farklı ve iyi bir tecrübe olmuştur bu maç büyük ihtimalle.
İkincisi, maç İzmir'deydi. Futbolu, iyi takımların maçını çok özleyen İzmir seyircisi 40.000'in üzerindeymiş stadda. Müthiş bir haber! Özellikle bir hazırlık maçı için bu sayı gerçekten sevindirici. Her zaman bahsettiğim bir şey vardır. Bu muhabbeti siyaset üzerine de, kültür üzerine de, spor üzerine de yapabilirim. Yapıyorum da. Şöyle ki, koskoca İzmir'in hiç mi zengin iş adamları, sanayicileri, belediye başkanları, "İzmirli" ruhu taşıyan adamları yok allah aşkına? Şu popülasyonun futbol aşkını, özlemini görüp neden İzmir'in güzide takımlarından birini kalkındırmayı düşünmezler? Neden o takımları Süper Lig'e taşıyamazlar? Bakın, bunu federasyondan falan beklemiyorum, ki bazen federasyonda görev alan kişiler tarafından "Bu şehrin bir takımı Süper Lig'e yükselmeli." açıklamaları geliyor. Aslında onların böyle açıklamalar yapması tehlikeli. Bu açıklamadan sonra gelen başarıya şüpheyle bakar insanlar. Benim bahsettiğim olay, yatırım yapılması. Hem şehir aç, hem de takımların taraftarları, kültürleri zaten Süper Lig'i hakediyor bu şehirde. Bu desteği sağlayan kişiler karşılığını da kesinlikle alacaklardır.
Hemen bu konuya bir örnek verelim. Vestel ve Manisaspor. Başka da bir şey demiyorum!
Yorumlar