Şampiyonluk yarışındaki ve düşme hattındaki tüm takımların maçları aynı anda oynandı bu hafta. Büyük resme bakarsak lider yenildi, onun dışında herkes kazandı. Liderlik el değiştirdi. Her hafta olduğu gibi şampiyonluk şansı olan takım sayısı yine yine yine arttı. Tabi matematiksel...
Başlayalım. Lider ne yaptı? İçerde olmayacak bir yenilgi aldı. Sivas'taki son yenilgileri geçen sene şampiyonluğu kesin olarak kaybettikleri Galatasaray maçı. O günden beri kaybetmiyorlarmış düşünün. Kaybettikleri takım ise düşme hattındaki İBB. Kendi kapasitelerine göre çok düşük bir takım olduğu aşikar. Peki bu verileri göz önünde bulundurursak, nasıl oldu bu iş? Cevabı maç sonrası Bülent Uygun'dan geliyor: Oyuncularım şampiyonluk stresini kaldıramadı. Gönülden katıldığım bir açıklama değil ama, maçın özetini izlediğimizde Sivasspor'un resmen topu içeri itemediğini görüyoruz. Top gol olmak istiyor, ama Sivasspor'da artık stresten midir, heyecandan mıdır bilinmez, bir beceriksizlik var, ayaklar mı titriyor yoksa? Gerçekten maçta kaçırdıkları pozisyonlar çok ilginç. İBB'yi de bir kenara atmayalım bunu söylerken. Maça çok iyi başlayıp iki tane attılar erkenden. Birçok pozisyon da kaçırdılar ilk yarı. İkinci yarı ise Sivasspor'un beceriksizliği onların en etkili defans taktiğiydi.
Beşiktaş Ankaraspor'a fark atmış. Golleri izlememiştim ama tam bu yazıyı yazarken tv'de rastladım. Yukarıdan yazıma katkılar var :P Sivasspor yenilirken Beşiktaş Ankaraspor gibi bir takıma puan kaybetmezdi zaten. Liderliği ele geçirdiler, bence kupayı da alacaklar ligi de. Bu sene çok konsantreler, son zamanlarda bir Fenerbahçe derbisini, ki derbidir her şey olur, bir de ikinci yarının en feci takımı Bursaspor'u hatırlıyorum onlardan puan alabilen. Geri kalanında iyidir, kötüdür farketmez, hep kazandı bu takım. Fakat burdan ne çıkıyor, iyi takıma puan kaybedebiliyor Beşiktaş. İyi demeyeceğim ama, Galatasaray da tehlikeli takım bir yerde :)
Trabzonspor'a Ersun Yanal istifası yaradı. İsmini bile hatırlamıyorum yeni teknik çalıştırıcısının bu yazıda bahsetmek için. Ama yine yarışa soktu Trabzonspor'u. Tabi bunda ilk ikideki takımların da payı büyük. Ama onlar puan kaybederken istikrarlı giden tek takım olduğu için yarışa girdi yine Trabzonspor. Bir Galatasaray'lı olarak isteğim Trabzonspor'un şampiyon olması. Sivasspor'u kesinlikle istemiyorum, daha önce de yazmıştım nedenlerini. O olacağına Beşiktaş olsun diyordum. Ama şansı varsa Trabzonspor olsun daha iyi. Ne? Galatasaray mı? Bence boşa konuşmayalım. İkinci olup Şampiyonlar Ligi bileti alabilirse büyük sürpriz olur bizim için.
Evet, geldim Galatasaray'a. Zaten diğer takımları değerlendirirken de hep Galatasaray'a laf değdirmişim. Napıyım anca bu kadar objektif olabiliyorum. Neyse, Galatasaray gayet iyi bir kadroyla çıktı Ankaragücü maçına. Sabri'nin yerine Serkan Kurtuluş kararı ilginçti. Ama doğru olandı. Takımın geri kalanı da gayet iyi isimlerden kuruluydu. Sakatların ve cezalıların dönmesi de çok etkili tabi bu durumda. Kewell yedekti. Bu olabilir, anlarım. Çünkü kadroda Arda var, Lincoln var. Daha savaşçı olan oyuncuları tercih etmek için birini feda etmek gerekebilirdi. Ama Kewell'ın 90. dakikada zaman geçirmek için oyuna sokulmasını anlayamam. Kendi de anlayamamıştır herhalde. Ama iş disiplini çok üst düzey bir oyuncu. Hiç sorun çıkarmadan oyuna girdi, topa bile dokunamadı sanırım. Hiç tepki vermedi ama eğer bu maçtan sonra içinde bir tutam bile "Böyle olacaksa ben giderim." düşüncesi oluştuysa bu tamamıyla Bülent Kaptan'ın hatasıdır. Ne yapmaya çalışıyor, anlamak mümkün değil. Neyse, maçın skorunu vermedik. Galatasaray kazandı desem herkes kaç kaç bittiğini anlar zaten: 1-0. Galatasaray yine attı yattı. Mı? Aslında öyle görünmesine rağmen özellikle ilk yarıda çok net pozisyonları var Galatasaray'ın. Tıpkı geçen hafta yenildiği Hacettepe maçında özellikle ilk yarıdaki net pozisyonları gibi. Şimdi bu iyi mi kötü mü bilemedim. Pozisyon buluyoruz diye sevinelim mi, atamıyoruz diye bunu takımın defansif oynamasına bağlayalım mı? Ankaragücü maçını izlerken hep şunu düşündüm, bu takım artık çok kötü hücum ediyor. Skibbe zamanından Bülent Korkmaz zamanına devreden en kötü şey bu oldu. Pozisyonlar bulduk evet. Atamadık. Atamamamızda ne etkili bilemiyorum ama takım sanki son pas, şut çalışmamış gibi uzun zamandır. Tabi ki öyle değildir, benim abartmam. Ama niye hep 1-0? Hücum oynamaya çalışırken bile 1-0? Biri bize bunu açıklasın!
Trabzonspor şampiyon olsun, Galatasaray ikinci. Evet evet...
Başlayalım. Lider ne yaptı? İçerde olmayacak bir yenilgi aldı. Sivas'taki son yenilgileri geçen sene şampiyonluğu kesin olarak kaybettikleri Galatasaray maçı. O günden beri kaybetmiyorlarmış düşünün. Kaybettikleri takım ise düşme hattındaki İBB. Kendi kapasitelerine göre çok düşük bir takım olduğu aşikar. Peki bu verileri göz önünde bulundurursak, nasıl oldu bu iş? Cevabı maç sonrası Bülent Uygun'dan geliyor: Oyuncularım şampiyonluk stresini kaldıramadı. Gönülden katıldığım bir açıklama değil ama, maçın özetini izlediğimizde Sivasspor'un resmen topu içeri itemediğini görüyoruz. Top gol olmak istiyor, ama Sivasspor'da artık stresten midir, heyecandan mıdır bilinmez, bir beceriksizlik var, ayaklar mı titriyor yoksa? Gerçekten maçta kaçırdıkları pozisyonlar çok ilginç. İBB'yi de bir kenara atmayalım bunu söylerken. Maça çok iyi başlayıp iki tane attılar erkenden. Birçok pozisyon da kaçırdılar ilk yarı. İkinci yarı ise Sivasspor'un beceriksizliği onların en etkili defans taktiğiydi.
Beşiktaş Ankaraspor'a fark atmış. Golleri izlememiştim ama tam bu yazıyı yazarken tv'de rastladım. Yukarıdan yazıma katkılar var :P Sivasspor yenilirken Beşiktaş Ankaraspor gibi bir takıma puan kaybetmezdi zaten. Liderliği ele geçirdiler, bence kupayı da alacaklar ligi de. Bu sene çok konsantreler, son zamanlarda bir Fenerbahçe derbisini, ki derbidir her şey olur, bir de ikinci yarının en feci takımı Bursaspor'u hatırlıyorum onlardan puan alabilen. Geri kalanında iyidir, kötüdür farketmez, hep kazandı bu takım. Fakat burdan ne çıkıyor, iyi takıma puan kaybedebiliyor Beşiktaş. İyi demeyeceğim ama, Galatasaray da tehlikeli takım bir yerde :)
Trabzonspor'a Ersun Yanal istifası yaradı. İsmini bile hatırlamıyorum yeni teknik çalıştırıcısının bu yazıda bahsetmek için. Ama yine yarışa soktu Trabzonspor'u. Tabi bunda ilk ikideki takımların da payı büyük. Ama onlar puan kaybederken istikrarlı giden tek takım olduğu için yarışa girdi yine Trabzonspor. Bir Galatasaray'lı olarak isteğim Trabzonspor'un şampiyon olması. Sivasspor'u kesinlikle istemiyorum, daha önce de yazmıştım nedenlerini. O olacağına Beşiktaş olsun diyordum. Ama şansı varsa Trabzonspor olsun daha iyi. Ne? Galatasaray mı? Bence boşa konuşmayalım. İkinci olup Şampiyonlar Ligi bileti alabilirse büyük sürpriz olur bizim için.
Evet, geldim Galatasaray'a. Zaten diğer takımları değerlendirirken de hep Galatasaray'a laf değdirmişim. Napıyım anca bu kadar objektif olabiliyorum. Neyse, Galatasaray gayet iyi bir kadroyla çıktı Ankaragücü maçına. Sabri'nin yerine Serkan Kurtuluş kararı ilginçti. Ama doğru olandı. Takımın geri kalanı da gayet iyi isimlerden kuruluydu. Sakatların ve cezalıların dönmesi de çok etkili tabi bu durumda. Kewell yedekti. Bu olabilir, anlarım. Çünkü kadroda Arda var, Lincoln var. Daha savaşçı olan oyuncuları tercih etmek için birini feda etmek gerekebilirdi. Ama Kewell'ın 90. dakikada zaman geçirmek için oyuna sokulmasını anlayamam. Kendi de anlayamamıştır herhalde. Ama iş disiplini çok üst düzey bir oyuncu. Hiç sorun çıkarmadan oyuna girdi, topa bile dokunamadı sanırım. Hiç tepki vermedi ama eğer bu maçtan sonra içinde bir tutam bile "Böyle olacaksa ben giderim." düşüncesi oluştuysa bu tamamıyla Bülent Kaptan'ın hatasıdır. Ne yapmaya çalışıyor, anlamak mümkün değil. Neyse, maçın skorunu vermedik. Galatasaray kazandı desem herkes kaç kaç bittiğini anlar zaten: 1-0. Galatasaray yine attı yattı. Mı? Aslında öyle görünmesine rağmen özellikle ilk yarıda çok net pozisyonları var Galatasaray'ın. Tıpkı geçen hafta yenildiği Hacettepe maçında özellikle ilk yarıdaki net pozisyonları gibi. Şimdi bu iyi mi kötü mü bilemedim. Pozisyon buluyoruz diye sevinelim mi, atamıyoruz diye bunu takımın defansif oynamasına bağlayalım mı? Ankaragücü maçını izlerken hep şunu düşündüm, bu takım artık çok kötü hücum ediyor. Skibbe zamanından Bülent Korkmaz zamanına devreden en kötü şey bu oldu. Pozisyonlar bulduk evet. Atamadık. Atamamamızda ne etkili bilemiyorum ama takım sanki son pas, şut çalışmamış gibi uzun zamandır. Tabi ki öyle değildir, benim abartmam. Ama niye hep 1-0? Hücum oynamaya çalışırken bile 1-0? Biri bize bunu açıklasın!
Şöyle geniş olarak verelim.
Trabzonspor şampiyon olsun, Galatasaray ikinci. Evet evet...
Yorumlar