Önüne gelene 3 ila 6 gol atan bir takımdan iki maçta neredeyse gol yemeyen bir takım çıktığı için mi?
Durdurulamaz denilen Eto'o'nun, Henry'nin, Xavi'nin, Iniesta'nın ve özellikle Messi'nin gayet de durdurulabiliyomuş olduğunu gördüğümüz için mi?
10 kişi kalan takımın pekala da maçı domine eden taraf olabileceğinin kanıtlandığı için mi?
Tam her şey bitmiş derken, maçın bitmesine artık saniyeler kalmışken ibrelerin bir anda diğer takım lehine dönmesi yüzünden mi?
O karizmatik duruşunu yerle bir etmek pahasına takımının attığı gole futbolcularından daha futbolcu, en gaz çocuktan daha çocuk gibi sevinen bir teknik direktör yüzünden mi?
Nefret ettiğiniz bir takımın son dakika golüyle, üstelik çok sevdiğiniz bir takım tarafından elenmesi yüzünden mi?
Çok sevdiğiniz bir teknik direktörün çok sevdiğiniz başka bir teknik direktörü elemesine üzüldüğünüz için mi?
İki tarafın da taraftarı olmadığınız halde gelen son dakika golüne ayağa kalkıp sevindiğiniz için mi? (bunu son zamanlarda çok yapmaya başladım, aldatıcı oluyor)
Şampiyonlar Ligi finalinde şu anda tartışmasız avrupanın en iyi iki takımını izleyeceğimizi bildiğimiz için mi?
Hayır.
Futbolu sevme nedenimiz, UEFA kupası finali için İstanbul'a gelecek Ukraynalı taraftarlardır. Tüm futbolseverleri o gece boyunca maçın heyecanını kendileriyle yaşamaya davet ediyorum. Bir de kupayı kazanırlarsa bizden iyisi yok! :)
Yorumlar